Güneyinden Boğazçay Deresi Geçmektedir

Kommentare · 39 Ansichten

"PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah ÖCALAN ile nerede, nasıl ve ne zaman tanıştığı, arasındaki ilişki, kendisinin bu kişiye hitap şeklinin nasıl olduğu, "başkanım " ve.

"PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah ÖCALAN ile nerede, nasıl ve ne zaman tanıştığı, arasındaki ilişki, kendisinin bu kişiye hitap şeklinin nasıl olduğu, "başkanım " ve "kardeşim " şeklinde hitap ettiğinin olup olmadığı" sorulduğunda; 1989 yılında Gazi Üniversitesinde Profesör olduğunu, Planlama, iktisat ve kalkınma üzerine eğitim verdiğini, bu dönem içerisinde Abdullah ÖCALAN ve onun ile birlikte olan bazı grupların Türkiye'ye karşı silahlı bir mücadele başlattıklarını, 1984'ten bu tarafa Türkiye'ye karşı savaştıklarını, kendisinin de 1989 yılında üniversite hocalığı yaparken "Kürtler bize karşı savaşıyorlar ama ne istiyorlar'" diye düşündüğünü ve bunu Türk Halkının bilmesi gerektiğine karar verdiğini, o dönemde Haluk YURTSEVER isminde Türkiye Komünist Partisi üyesi bir arkadaşının bulunduğunu, Ankara'da Toplumsal Kurtuluş isminde bir dergi çıkarttıklarını, Haluk'un da bu derginin yazarı olduğunu, Almanya'da kaldığını, kendisinin de yukarıda belirttiği sebeplerden dolayı Abdullah ÖCALAN ile görüşmek üzere Suriye'ye gitmeye karar verdiğini ve bunun için Almanya'ya gittiğini, bu olayda kimsenin etkisinin olmadığını, kendisinin karar verdiğini, Almanya'da Haluk YURTSEVER ile buluştuklarını ve sonrasında Suriye'ye gittiklerini, gidişte normal Türk pasaportunu kullandığım,

M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :2013'te Genelkurmay Başkanı dediği Vedat YENERER'İN :BÜYÜKANIT'ı görevden alırsa da hiç şaşırma dediği, M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Kimi? Diye sorduğu dediği Vedat YENERER'İN: Ben BÜYÜKANIT'm istifa etmesini bekliyorum M.ZEKERİYA ÖZTÜRK' ÜN : O bunak istifa etmez algılamaz bile yani dediği Vedat YENERER'İN :Ben e mevcut diye yazdım bu ihtimal dahilinde görüyorum diye dediği devamında Vedat YENERER'İN Genel Kurmay Başkanı'nı Abdullah GÜL görevden alırsa hiç birşey olmaz dediği görüşmenin devamında M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün:Şimdi söyle şu andan sonra hemen 2013'te Genelkurmay Başkanı Ege Ordu Komutanı Necdet ÖZER dediler dediği, görüşmenin devamında Vedat YENERER'İN:Ne oldu bu Emin ŞİRİN'i bile gözaltına aldılar bu nasıl iş Ümraniye sayesinde herkesi gözaltına alıyorlar ya dediği, M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :ya Muzaffer çok alçak bir adam çok şerefsizmiş Muzaffer çok aşağılık dediği Oktay YILDIRIM için ise gazi olduğunu söyleyerek bir şeyler yapmaya çalıştığı aslında gazi olmadığını, diyarbakır oruspu devamında M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Sen Kemal'le görüşüyor musun? Diye sorduğu Vedat YENERER'İN :Telefonla konuşuyoruz bazen dediği, M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün:Yok Kemalle bir sorunum yok Muzaffer yönelince ben uzaklaştım dediği, görüşmenin devamında M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Piyadeydi ben komandoydum ya dağlarda dolaştım Vedat ya hangi köpeğin emri ile gittiğimi merak ediyorum şimdi daha hangi soysunuzun emri ile gittiğimi merak sorguluyorum daha anlatabildim mi dediği, devamında M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Ha ordunun bir kişi değil tümü şey ben Ordunun büyük kısmını temsil ediyorum ya duygularımız bizim böyle biz Kurmay filan değiliz biz rugan ayakkabı giymedik terledik bitlendik yamalı elbiselerle dolaştık yırtık elbiselerle dolaştık Vedat yani ben yukarıdaki parlak cilası olanlardın bahsetmiyorum karar vericiler beni bu hale getiriyorsa sorguluyorum şimdi doksanı sorguluyorum doksan üçü sorguluyorum doksan beşi sorguluyorum dediği devamında M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Doksan dokuzu sorguluyorum şimdi o zaman doksan beşten bu zamana kadar başlayan süreç 2005 yılında bir Şemdinli skandalıyla bir başka bir yere geldi bu günkü tablo ortada neyi neyi soruyum Vedat Allah aşkına başka ya ne bu ya kim bu soysuzlar ya ben o kadar ödlek bunak bir adam değilim ki sorgulayım ha Devleti hali sağol gönderdin Devlet baba sağol diyecek durumda değilim şuan Vedat değilim yani bireysel anlamda söylemiyorum kitlenin bu gün gelmiş olduğu noktayı söylüyorum ya bu kavgayı çıkartmasın GÜL'ün türbanıydı adetteydi diye konuşmasın tamam mı? Ya da arkasından durursun şeklinde görüşmeler geçtiği anlaşılmıştır.

Kendisinin 11 Haziran 199’da Adana’da bulunan ağabeyini ziyaretten dönerken Pozantı’da vurulduğunu, kendisini vuran insanların İstanbul Polisi olduğunu, güya operasyon yaptıklarını, bundan Adana polisinin haberi olmadığını, bu kişilerin İstanbul dışında operasyon yapmak için görev belgelerinin olmadığını, oraya gelmek için bir gerekçelerinin de olmadığını, kendisi orada ölseydi olayın faili mechul olacağını, trafik polislerinin, kamyoncuların, vatandaşların gelerek kendisini kurtardığını, bunun üzerine işi resmileştirdiklerini, kendisini vurmalarına bir bahane bulmak için kendisini ÇETE olmarak suçladıklarını, kendi arabasında silah olduğunu iddia ettiklerini, bunun kesinlikle yalan olduğunu, Orada ( POZANTI’da) yakalandıkları , Adana’da hastanede yaralı iken Adana Terörle Mücadele ekipleri tarafından ifadesi alındığı halde İstanbul’da yakalanmış gibi tutanak tutulduğunu, Pozantı’da hiçbir işlem yapılmadığını, olayın Pozantı Savcısından gizlendiğini, daha sonra İstanbul’a götürüldüğünü, burada hiçbir ifade vermediğini, hiçbir şeye de imza atmadığını, ancak kendi ifadesi olarak sahte bir ifadenin düzenlendiğini, mahkemeye aleyhine delil olarak sunulan tek şeyin bu ifade olduğunu, kendisinin bir şey itiraf edecekse bunu Adana’da itiraf edeceğini, oysa Adana’da verdiği ifadede "Hiç bir şey yapmadım" dediğini, o ifadenin kesinlikle kendi ifade olmadığını,

If you loved this short article and you would like to receive more data relating to escort diyarbakır kindly take a look at our own web-site.
Kommentare